Miraç kandili 2013 ne zaman? Miraç kandili ne zaman?
6976 defa okundu,
Miraç kandili 2013 ne zaman? Miraç kandili ne zaman?

Miraç kandili 2013 ne zaman? Miraç kandili ne zaman?

Miraç kandili Recep ayının 26/27 günü Çarşamba/Perşembe gecesidir.

Miraç kandili Haziran ayının 5/6 günü Çarşamba/Perşembe gecesidir.

Miraç kandili ve Miraç kandilinin fazileti

Mi™rac Kandili, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)™ in zaman ve mekân hudutlarını aşarak, insan idrâkinin üstüne çıkan İlâhî sırlarla dolu bir geceyolculuğu

İlâhî sırlarla dolu  bir gece yolculuğunun, daha açık ifade ile İsrâ ve Mi™rac mucizelerinin gerçekleştiği gecenin adı  olup,  Hicret™den bir buçuk sene (günümüzden yaklaşık olarak 1431 sene) evvel,  Receb Ayı™nın 27.gecesinde meydana gelmiştir.

İsra ve Mi™rac, Peygamberimizin çok sevdiği amcası Ebû Talip ile, muhtereme refikaları, mü™minlerin  annesi Hatice-tül-Kübrâ radiyallahü anhâ™nın vefat ettiği, İslâm tarihinde œSenet-ül Hüzün denilen  yılda, Allâh-ü Teâlâ™nın, habîbi (en çok sevdiği kulu ve Peygamberi)™ni teselli içinözel bir lütuf ve ikrâmı olan dâveti üzerine, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)™in  Cebrail aleyhisselam tarafından Mekke-i Mükerreme™deki Mescid-i Haram™dan alınarak, Kudüs™teki Mescid-i Aksâ™ya götürülmesi, oradan yedi kat semâvât, arş-u™alâ, âlem-i kürsî, ve Cenâb-ı Hakk™ın dilediği daha nice yüksek âlemlere  kadar çıkarılıp Yüce huzûra kabul buyurulması, en yüksek seviyede ağırlanması ve bütün bunların akıllara durgunluk verecek eşsiz bir mûcîze olarak gecenin az bir bölümünde gerçekleşmesidir.

İsra ve Mi™rac mucizelerini gerçekleştiği gece yolculuğu  üç safhada olmuştur.

İsrâ Suresinin ilk Âyeti Kerîmesinde beyan buyurulduğu üzere, bu muazam gece yolculuğunun birinci safhasına İsrâ denir ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)™in Mekke-i Mükerreme™deki Mescid-i Haram™dan alınarak, Kudüs™teki Mescid-i Aksâ™ya götürülp getirilmesi demektir.

Yolculuğun bu kısmı, Cebrâil aleyhisselamın refâkati ile Cennet™ten getirilen œBurak adındaki bir hayvanın üzerinde olmuştur.

İkinci safha, Mescid-i Aksâ™dan birinci kat semâya kadar yine Cebrâil aleyhisselamın refâkati ile œMi`rac adı verilen mânevî bir asansörle,  birinci kat semâdan yedinci kat semâyı geçerek Sidre-i Müntehâ™ya kadar olan kısmı ise, Cebrâil aleyhisselâmın  kanatları üzerinde olmuŞtur.

Sidret-il Müntehâ, Meleklerin Peygamberleri  de dahil olmak üzere, bütün mahlûkâtın ilmine hudut teŞkil eden son noktanın adıdır.

Üçüncü safha yani Sidret-il Müntehâ™dan sonraki yolculuk ise;  izah ve tarifinden âciz olduğumuz œRefref  adındaki  manevî bir vâsıta ile olmuştur.

Cibrîl-i Emînin kanatları üzerinde Sidret-il Müntehâ makamına ulaştıklarında, Cebrâil aleyhisselâm, Peygamber efendimiz (s.a.v.)™e yolculuğun bu safhasından sonra kendilerine refâkat edemiyeceklerini, çünkü o makamdan ileriye geçmeye me™zun (izinli ve dayanıklı) olmadığını söylüyor, aralarında bunu konuŞuyorlardı.

Mevlid-i Şerif™in müellifi Süleyman Çelebi merhûmun;

Söyleşirken Cebrâil ile kelâm, 

Geldi Refref ônüne verdi selâm.

Aldı ol ŞÃ¢h-ı cihânı ol zamân, 

Sidreye gitti ve götürdü hemân...   diye çok güzel bir Şekilde ifade ettiği gibi Refref gelip, selâm verdikten sonra kâinâtın efendisi, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)™i alarak Cenâb-ı Hakk™ın dilediği yere kadar götürmüŞ, zaman ve mekandan münezzeh o yüce makamda, bilâ vasıta ve perde Zât-ı Ilahî™yi görme Şerefine erdirilmiŞ, Habib ile Mahbûb  yani Cenâb-ı Hak ile Peygamber Efendimiz  (s.a.v.) ulvîler ulvîsi o yüce  makam ve huzurda,  akıllarımızla anlayamayacağımız bir keyfiyetle görüŞüp konuŞmuŞlar,  daha evvel hiç kimseye nasip olmayan tecellî-yi küllîye mazhar olmuştur.

 Bu konuda Cenâb-ı Hakk Sûre-i Necm, âyet:7-18™de œKendisi en yüksek ufukta idi. Sonra, yaklaştı ve sarktı. O derece ki, (Peygambere)  iki yay arası kadar; yahut daha  az  kaldı.  Ve  Allah, kuluna vahyedeceğini etti. (Gözü ile) gördüğünü kalb yalanlamadı. Şimdi siz o gördüğüne karş o™nunla mücâdele mi ediyorsunuz?

Yemin olsun! O™nu Sidre-i Müntehânın yanında bir daha gördü. Ki Cennet-ül Me™vâ onun yanındadır. O dem ki, Sidre™yi bürüyen bürüyordu! Göz ne şaştı, ne de haddini aştı. Yemin olsun Rabbinin en büyük âyetlerinden bazılarını gördü.  buyurarak,  haber vermektedir.

Mİ™RAC YOLCULUĞUNUN  EN BÜYÜK 3 HEDİYESİ

Hazreti Peygamber (s.a.v.); kendisinden evvel hiç bir Peygambere  nasip olmamış ve kendisinden sonra da hiç bir kim-seye nasip olmayacak olan bu kutlu Isrâ ve Mi™rac seferinden dönüŞte ümmetine üç hediye  getirmiŞtir.

1™nci hediye: Ümmetinden Allâh-ü Teâlâ™ya Şirk (herhangi bir şeyi ortak) koşmayanların affedileceği ve Cennete gireceği müjdesi,

2™inci hediye: Sûre-i Bakara™nın son âyetleri.  œAmenerrasûlü diye başlayan son iki âyet-i kerime;  Bu âyet-i Kerimelerde;

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)™e,  ümmetine tâkat getirmeyeceği yüklerin yüklenmeyeceği müjdesi veriliyor, afv, mağfiret, rahmet ve düŞmanlarına karşı yardım ve zafer verilmesi için duâ öğretilmektedir.

3™üncü hediye; Günde beş vakit namaz. Daha önce sabah ve akşam olmak üzere günde iki vakit kılınan namaz ibadeti, bundan böyle günde beş vakit olarak edâ edilmek üzere emredilmiş, beş vakti kılanlara ise, elli vakit sevâbı verileceği müjdelenmiştir.

Ayrıca; Mûsâ aleyhisselâm™ın œon emir™ine benzer olarak, Isrâ Sûresinde yer alan œon iki emir de, o mübarek gecenin ulvî hadisesi Mi™rac ile gelen Ilahî  beyanlardır.