Arefe gününü, dünya telaşına kurban etmeyin! - Arefe gününü nasıl değerlendirelim
7195 defa okundu,
Bayrama bir gün kala işler yoğun, heyecan doruktadır. Bayram temizliği, bayramlık alışverişi, tatlı ikramlarının hazırlanması derken, binbir telaş sarar Müslümanları. Ancak farkında olmalı insan, dünyalık telaşlara ˜bağışlanma günü™nün kurban gidebileceğ

Peygamber Efendimiz’in (sas), “Allah’ın kullarını cehennemden en çok âzâd ettiği gün” diye tanımladığı arefe günü, hicri takvime göre Zilhicce ayının 9. gününe yani bayramdan önceki güne denk geliyor. Ancak arefe gününün idrakine varamayanlar, bu kıymetli zaman dilimini dünyalık telaşına kurban ediyor. Bayram temizliğinden alışveriş ve tatlı hazırlığına kadar birçok iş arasında bu değerli vakit yitip gidiyor. Oysa bugünler Allah dostlarının da ifadeleriyle ibadet ve affedilme günleri. Hacıların, Arafat’ta “Lebbeyk! (Buyur Rabb’im)” dediği, dil, din, ırk ayrımı yapmadan bir araya geldiği ve mahşer gününün provasının yapıldığı bu mübarek günde kul, dua ve telbiyelerle Rabbi’ne yaklaşır. Arefe günü yapılacak en kıymetli iş, günahlardan uzak durmak ve Arafat’ta vakfeye durup, dua eden hacıların manen yanında olarak dualarına iştirak etmek. Efendimiz (sas), arefenin günlerin en faziletlisi olduğunu ve faziletçe de cumaya benzediğini belirtiyor. Allah katında kıymetli bugünü değerlendiren müminlere, af kapısı her an açık.

    İlahiyatçı-yazar Dr. Selman Ku-zu, bu günde yapılacak ibadetlerin önemini anlatmak için Efendimiz (sas)’in “Arefe günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefaret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var.” hadis-i şerifini hatırlatıyor. Kuzu, arefe günü tutulan orucun sevabına 2 bin köle azat etme, 2 bin deve sadaka verme ve Allah (cc) yolunda üzerine binilip savaşa gidilen 2 bin at bağışlama olarak kıymet biçildiğini anlatıyor. Biri geçmiş, biri de gelecek senenin orucuna denk olan arefe günü orucunun tutulmasını tavsiye eden Kuzu, bu günü oruçla taçlandırmanın önemli olduğunu vurguluyor. Arefe gününü ibadetle geçiren kişiye Allahu Teâlâ’nın bolca ikramda bulunacağına da dikkat çeken ilahiyatçı Kuzu, “Ömrün hayırlı ve bereketli olması, malın bereketlenip artması, yapılan iyiliklere kat kat sevap yazılması, ölüm halinin kolaylaşması, cennetteki derecelerin yükseltilmesine kadar pek çok vaat, Allah tarafından bizlere verildi.” şeklinde konuşuyor.

    Öte yandan aradan asırlar geçmesine rağmen, bütün mü’minler Hz. İbrahim (as) ve Hz. İsmail (as) gibi Rabb’inin rızasını umarak arefe günü, sabah namazıyla başlayıp bayramın 4. günü ikindi namazına kadar “ALLAH-U EKBER ALLAH-U EKBER, LA İLAHE İLLALLAHU VALLAHU EKBER. ALLAHU EKBER VELİLLAHİ’L HAMD.” diyerek hamd ve şükürlerini Rabb’lerine sunarlar. Vacip olan bu tekbire ‘teşrik tekbiri’ deniyor.

Arefe gününü nasıl değerlendirebiliriz?

  • Arefe günü sabah namazının farzından sonra teşrik tekbirleri getirilmeye başlanmalı.
  • Oruç tutulabilir.
  • Bu kıymetli günde çokça dua ve istiğfar edilebilir.
  • Arefe günü 1000 adet İhlas-ı Şerif okunabilir.
<