KURTULUŞ SAVAŞI'NA HAZIRLIK DÖNEMİ
Kuvay-ı Milliye Hareketinin Başlaması ve Batı Cephesi’nin Kurulması
Kuvay-ı Milliye birliklerinin kurulmasında;
-
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması ve Mondros Ateşkes Anlaşması uyarınca Türk ordusunun terhis edilmesi
-
Osmanlı hükümetlerinin Türk halkının can ve mal güvenliğini koruyamaması
-
İtilaf Devletleri’nin Mondros Ateşkes Anlaşması’nın hükümlerini tek taraflı uygulayarak Anadolu’yu yer yer işgal etmeleri
gibi nedenler etkili olmuştur.
İşgallere karşı ilk silahlı direniş hareketi Güney Cephesi’nde (Dörtyol’da) Fransızlara karşı başladı.
Kuvay-ı Milliye birliklerinin kaldırılmasında;
-
İşgalleri kesin olarak durduramamaları
-
Hukuk devleti anlayışına ters davranarak suçlu gördükleri üyelerini kendileri cezalandırmaları
-
İhtiyaçlarının karşılanmasında zaman zaman halka baskı yapmaları
-
S Anadolu’nun kesin olarak işgallerden kurtarılmak istenmesi
gibi nedenler etkili olmuştur.
Kuvay-ı Milliye’nin Milli Mücadeleye Sağladığı Yararlar ve Özellikleri
-
Yunan ordularının Anadolu’da rahatça ilerlemelerini engellemişlerdir.
-
Türk köylerini Rum ve Ermeni çetelerin saldırılarına karşı korumuşlardır.
-
İç ayaklanmaları bastırmışlardır.
-
Düzenli ordunun kurulması ve teşkilatlanması için zaman kazandırmışlardır.
-
Kuvay-ı
Milliye birlikleri arasında ilişki az olup, kendi bölgelerini
kurtarmaya çalışmışlardır. Ayrıca, Milli Mücadele’nin ilk silahlı
direniş gücü olmuşlardır.
-
Ulusal bilincin uyanmasını sağlamışlardır.
Genelgeler ve Kongreler
Havza Genelgesi
Mustafa Kemal 28 Mayıs 1919’da mülki ve askeri amirlere gönderdiği genelgeyle;
-
Büyük ve heyecanlı mitinglerle işgallerin protesto edilmesi
-
Gösteriler sırasında düzenin korunmasına dikkat edilmesi ve Hristiyan halka karşı saldırı ve düşmanlık yapılmaması
-
Büyük devletlerin temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti’ne uyarı telgraflarının çekilmesi
gibi isteklerde bulunmuştur. Havza Genelgesi’nden sonra Anadolu’nun
birçok yerinde işgalleri ve işgalcileri protesto eden mitingler
düzenlendi. Bu durum Havza Genelgesi’nin etkili olduğunu göstermektedir.
Amasya Genelgesi ve Esasları
-
Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
Bu maddeyle;
-
Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesi belirtilmiştir.
-
Resmi bir belgeyle vatanın içinde bulunduğu kötü durum millete duyurulmuştur.
-
Bölgesel kurtuluşu çare olarak gören vatanseverlere uyarı yapılmıştır.
-
Vatanın
kurtuluşu için milletçe birlik ve beraberlik içinde çalışmaların
yapılmasının gereği ortaya konulmuştur. Böylece Türk milleti ulusal
bağımsızlık ve egemenlik mücadelesine çağırılmış, işgal güçlerine karşı
çıkılmıştır.
-
İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok duruma düşürmektedir.
Bu maddeyle;
-
İstanbul Hükümeti’ne ilk defa karşı çıkılarak görevini yerine getiremediği millete duyurulmuştur.
-
Kurtuluş
Savaşı’nın gerekçelerinden biri de İstanbul Hükümeti’nin millete karşı
görevini yerine getirememesi olarak açıklanmıştır.
-
Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.
Bu maddeyle;
-
Kurtuluş Savaşı’mızın yöntemi belirtilmiştir.
-
Yönetim şeklinin değiştirileceği ima edilmiştir.
-
Millet egemenliğinden ilk defa Amasya Genelgesi’nde bahsedilmiş ve milli egemenlik için ilk adım atılmıştır.
-
Kurtarıcı olarak padişah, halife ve manda yönetiminin yerini milliyetçilik duygusu almıştır.
-
Türk inkılâbının evrensel bir nitelik taşıdığı ortaya konulmuştur.
-
Hem padişaha hem de işgalci güçlere isyan edilmiştir.
-
Ulusun
durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını duyurmak için
her türlü tesir ve kontrolden uzak ulusal bir heyetin oluşturulması
gereklidir.
-
Kurtuluş Mücadelesi kişisellikten çıkarılarak kurumsallaştırılmaya çalışılmıştır.
-
Mustafa Kemal Paşa, yeni bir parlamentonun (TBMM) toplanmasını ve bu kurulun kesinlikle ulusu temsil etmesini istemiştir.
Ancak
Osmanlı hanedanının ülkede tek egemen güç olduğunu kafalarından
atamayan kişiler Osmanlı anayasasına göre seçim yapılmasını ve
padişahın emriyle Mebuslar Meclisi’nin toplanmasını istemişlerdir.
Nitekim TBMM’nin açılmasından önce Osmanlı Mebuslar Meclisi
toplanmıştır.
-
Anadolu’nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas’ta milli bir kongre toplanacaktır.
-
Milli bir kongre toplanarak milli birlik ve beraberlik sağlanmak istenmiş, ulusal cemiyetlerin birleştirilmesi düşünülmüştür.
-
Türk milletinin geleceğinin Anadolu’nun her tarafından gelecek delegelerle belirlenmesi düşünülmüştür.
-
İstanbul
Hükümeti’ne karşı milli bir hükümetin kurulmasına ortam hazırlanmıştır.
Nitekim, Sivas Kongresi’nde Temsil Heyeti’nin yetkileri genişletilerek
hükümet görevini üstlenmesi bunun bir sonucudur.
-
Bütün
sancaklardan halkın güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk
Sivas’a yetişebilmesi için hemen yola çıkarılması gerekmektedir. Sivas
Kongresi’ne katılacak temsilciler Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak ve
Belediyelerce seçilecektir.
-
Kararların halkın istekleri doğrultunda alınması amaçlanmıştır. Ayrıca ulus iradesine saygılı olunacağı ortaya koyulmuştur.
-
Milletin güvenini kazanmış, Milli Mücadele taraftarı kişilerin seçilmesine çalışılmıştır.
-
Milli cemiyetler ve yerel idareler etkin duruma getirilmiştir.
-
Herhangi
bir kötü durumla karşılaşılabileceği düşünülerek bu genelge ulusal bir
sır olarak tutulmalı, delegeler gerekli görülen yerlerde değişik
adlarla yolculuk yapmalıdır.
Bu karar ile Milli Mücadele başlama aşamasında İtilaf Devletleri, azınlıklar ve İstanbul Hükümeti’nden saklanmaya çalışılmıştır.
Erzurum Kongresi
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından düzenlenen Erzurum Kongresi’nin toplanmasında;
gibi nedenler etkili olmuştur.
Erzurum Kongresi Kararları ve Önemi
-
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz.
-
Erzurum Kongresi’nin bu maddesi Misak-ı Milli’de de yer almıştır. İlk defa milli sınırlardan bahsedilmiştir.
-
Türk
vatanının bölünmez bir bütün olduğu ilan edilerek topraklarımızı işgal
etmek isteyen güçlerin emperyalist oldukları belirtilmiştir.
-
Bütün Türk ulusunu ve memleketlerini ilgilendiren ulusal bir karar alınmıştır.
-
Her
türlü yabancı işgal ve müdahalesine Osmanlı Devleti’nin dağılması halinde
millet birleşerek karşı koyacaktır.
Bu
kararla; işgalci güçlere karşı güç oluşturmak için Doğu illerindeki
yararlı cemiyetler Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bünyesinde
toplanmıştır.
-
Osmanlı
Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamaz ve koruyamazsa geçici bir
hükümet kurulacaktır. Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir.
Kongre toplanmış değilse, bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır.
-
İlk defa yeni bir hükümetin kurulmasından bahsedilmiştir.
-
Herhangi
bir şekilde Doğu Anadolu’nun gözden çıkarılması halinde doğuda
kurulacak geçici hükümet, yürürlükteki yasalara göre devlet işlerini
sürdürecek asker-sivil tüm makamlar ve memurlar bu geçici yönetime
bağlı olacaktır.
-
Anadolu’da ulusal bir devletin yürütme gücü olan ulusal bir hükümet kurma konusundaki niyet ve inanç ortaya konulmuştur.
-
Osmanlı
ülkesinin bütünlüğünün ve ulusal bağımsızlığının sağlanması, saltanat
onurunun ve hilafetin korunması için milli kuvvetleri etkili, milli
iradeyi hakim kılmak temel ilkedir.
-
Millet egemenliğinin koşulsuz olarak gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
-
Kuvay-ı Milliye adını taşıyan teşekküllerin milli iradeyi hakim kılacağı açıklanmıştır.
-
Padişahın korunması kongrede kabul edilmiştir.
-
Hristiyanlara
siyasi ve toplumsal dengemizi bozacak şekilde yeni birtakım
ayrıcalıklar verilmesi kabul edilmeyecektir. Ancak Osmanlı yasalarıyla
ülkemizdeki azınlıklara verilen mal, can ve namus güvenliğine tamamen
saygılı kalınacaktır.
-
Manda ve himaye kabul olunamaz.
Bu
maddeyle, Mondros Ateşkesi’nden sonra Anadolu’da ve İstanbul’da bazı
çevreler Amerikan, bazı çevreler de İngiliz mandasını istemekteydi.
Manda ve himaye fikri ilk defa Erzurum Kongresi’nde reddedilmiştir.
Herhangi bir devletin himayesinin kabul edilemeyeceği ve Türk ulusunun
koşulsuz bağımsız olacağı belirtilmiştir.
-
Ulusal irade ve toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır.
Ulusal
egemenlik anlayışına ters düşen bu kararın alınmasının temel nedeni
halkın padişah ve halifeye bağlılığının devam ediyor olmasıdır.
-
Mebuslar Meclisi’nin derhal toplanmasına ve hükümetin yaptığı işlerin milletçe kontrolüne çalışılacaktır.
-
Ulusal
bağımsızlığımıza saygılı ve ülkemizi ele geçirme amacı taşımayan
herhangi devletin teknik, sanayi ve ekonomik yardımı kabul edilebilir.
Bu
maddeyle; Erzurum Kongresi’nde yalnızca iç politikayı ilgilendiren ilkeler
değil, bazı dış politika ilkeleri de belirlenerek ilan edilmiştir. Bu da Erzurum
Kongresi’nin meclis gibi hareket ettiğini göstermektedir.
Sivas Kongresi ve Önemi
-
Erzurum Kongresi kararları bazı değişiklik ve ilavelerle kabul edilmiştir.
Bu maddeyle; Erzurum Kongresi kararları milli bir kongre
tarafından onaylanarak bütün ulusa maledilmiştir. Erzurum Kongresi
kararları bölgesellikten çıkmıştır.
-
Ulusal direnmeyi gerçekleştirmek için kurulan dernekler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla birleştirilmiştir.
-
Ulusal
güçler birleştirilerek yönetimi tek elde toplanmıştır. Yine bu kongrede
Milli Mücadele liderini (Mustafa Kemal Paşa) bulmuştur.
-
Sivas
Kongresi’ne katılan Türk ulusunun temsilcileri işgalcilere karşı ayrı
ayrı yapılan savunma yerine milletçe savunma ve direnme kararı almıştır.
-
ABD veya İngiltere’nin koruyuculuğu (mandası) reddedilmiştir.
Amerikan mandası Sivas Kongresi’nde en fazla tartışılan konu
olmuştur. Kongreye katılan 38 üyeden 25’i manda sistemini istemiştir.
Ancak manda yönetimi ulusal bağımsızlığa ve egemenliğe ters düşmesinden
dolayı Erzurum Kongresi’nden sonra bir daha reddedilmiştir.
-
Devletin
ve milletin bağımsızlığı, vatanın bütünlüğü zedelenmemek kaydıyla
herhangi bir devletten ekonomik yardım alınabileceği kabul edilmiştir.
-
Temsilciler Kurulu’nun yetkileri bütün vatanı temsil edecek şekilde genişletilmiştir.
-
Milli
Mücadelenin yürütme yetkisi, ülke içinde ve dışında siyasi ve idari
kararlar alabilme görevi Temsilciler Kurulu’na verildi. Temsilciler
Kurulu yürütme yetkisini ilk olarak Ali Fuat Paşa’yı Batı Anadolu
Kuvay-ı Milliye Kumandanlığına tayin ederek kullanmıştır.
-
Sivas
Kongresi’nden sonra Temsilciler Kurulu İstanbul Hükümeti’ne bağlı
olmadığını göstermek için Anadolu’ya atanan komutan ve valileri kabul
etmemiş, yönetim açısından ilişkileri ve haberleşmeyi kesmiştir.
-
Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin toplanması için çalışmalara devam edilmesi kararlaştırılmıştır.
Bu maddeyle; Osmanlı yönetimi ulus iradesiyle birleştirilmeye
çalışılmıştır. Meclisin açılmasına çalışılması kongrenin ulus
egemenliğine verdiği önemi göstermektedir.
Sivas Kongresi ülkenin çeşitli yerlerinden seçimle gelen delegelerin katılmasıyla toplanmış milli bir kongredir.
|
Damat Ferit Hükümeti’nin İstifa Etmesi
Sivas Kongresi’nden sonra harekete geçen Temsilciler Kurulu,
Damat Ferit Hükümeti’yle mücadeleye karar verdi. Anadolu ile İstanbul
arasındaki ilişkiler ve haberleşme kesildi (12 Eylül 1919). Bu
gelişmeler karşısında çaresiz kalan Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa
etti (30 Eylül 1919). Yeni hükümeti Milli Mücadeleye karşı ılımlı olan
Ali Rıza Paşa kurdu (2 Ekim 1919). Yeni hükümette görev alan kişilerin
Türkiye’nin bütünlüğünü ve bağımsızlığını isteyenlerden oluşması Milli
Mücadelecilerle ilişkilerin artmasına ve görüş alışverişine ortam
hazırlamıştır.
Ali Rıza Paşa Hükümeti’yle Temsilciler Kurulu Arasındaki İlişkiler ve Amasya Görüşmeleri
20 - 22 Ekim tarihleri arasında yapılan görüşmelere Temsilciler
Kurulu adına Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümeti adına Bahriye Nazırı
Salih Paşa katıldı. İki taraf arasında şu konularda karara varıldı:
-
Türk
vilayetleri düşmana terk edilmeyecek, hiçbir şekilde manda ve himaye
kabul edilmeyecek, Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı
korunacaktır.
-
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, hukuki bir kuruluş olarak İstanbul Hükümeti’nce tanınacaktır.
-
Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da toplanmasının güvenlik açısından uygun olmadığı kabul edilecektir.
Amasya’da anlaşmaya varılamayan tek konu, yapılacak seçimlerden sonra
Meclis-i Mebusan’ın nerede toplanacağı idi. Mustafa Kemal Paşa
İstanbul’da toplanacak Mecliste ulusal iradenin hür olarak ortaya
konulamayacağı ve milli kararların alınamayacağı inancındaydı. Mustafa
Kemal Paşa’nın haklılığı İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından
resmen işgal edilmesiyle ortaya çıkmıştır (16 Mart 1920).
Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin Toplanması ve Misak-ı Milli Kararları
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra 12 Ocak 1920 İstanbul’da
Osmanlı Mebuslar Meclisi toplanarak çalışmalarına başladı. 28 Ocak
1920’de Meclis-i Mebusan gizli oturumda Türk milleti için çok önemli
olan Misak-ı Milli’yi kabul etmiştir.
Misak-ı Milli Kararları
-
Osmanlı
Devleti’nin Mondros Mütarekesi’ni imzaladığı 30 Ekim 1918 tarihinde
düşman ordularının işgali altında bulunan Arap memleketlerinin durumu,
halkın serbestçe vereceği oya göre belirlenmelidir. Bu mütareke hududu
içinde Türk ve İslâm çoğunluğu bulunan toprakların tümü, hiçbir şekilde
ayrıcalık kabul etmez bir bütündür.
-
Halkın oyları ile anavatana katılan üç sancakta (Elviye-i Selase: Kars, Ardahan, Batum) gerekirse halkoyuna başvurulmalıdır.
-
Türkiye
ile yapılacak barışa bırakılan Batı Trakya’nın hukuki durumunun tespiti
de halkın tam bir özgürlükle vereceği kararlara uygun olmalıdır.
-
Hilâfet
merkezi ve Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul ile Marmara
Denizi’nin güvenliği her türlü tehlikeden korunmalıdır. İstanbul ve
Çanakkale Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda
bizimle diğer ilgili devletlerin birlikte vereceği kararlar geçerlidir.
-
İtilaf
Devletleri ve bazı ortakları arasında kararlaştırılmış olan anlaşma
esasları dairesinde azınlıkların hakları, komşu memleketlerdeki
Müslüman halkın aynı haklardan yararlanmaları şartıyla tarafımızdan
kabul edilecektir.
-
Devletlerin ve milletlerin eşitliği ortaya konulmuştur. Türkiye’deki azınlıklara verilebilecek hakların ölçüsü belirtilmiştir.
-
Komşu memleketlerde kalan Müslüman halkın hakları korunmaya çalışılmıştır.
-
Milli
ve iktisadi gelişmemizi sağlamak amacıyla tam bir serbestiyet
sağlanması, siyasi, adli ve mali gelişmemize engel olan sınırlamaların
kaldırılması gerekir. Hissemize düşecek borçların ödenmesi de bu esasa
aykırı olmayacaktır.
-
Osmanlı
Devleti’nin Avrupalı devletlere vermiş olduğu siyasi, adli, mali
imtiyazlara (kapitülasyonlara) ilk defa karşı çıkılmıştır.
-
Türkiye’nin gelişmesi ve güçlenmesini engelleyen faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin Misak-ı Milli’yi kabul ve ilan etmesi,
İstanbul’un ulusal hareketi benimsediğini ve Meclis kararıyla bunu
hukuken sağlamlaştırdığını ortaya koymuştur.
İstanbul’un Resmen İşgali ve Mebusan Meclisi’nin Dağıtılması
Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin açılmasına ses çıkarmayan İtilaf
Devletleri, Mebuslar Meclisi’nin açılmasıyla hükümet ve padişahın
yönetime egemen olacağını umuyorlardı.
Ancak kendi istek ve görüşlerinin dışında kararların çıkması üzerine
İtilaf Devletleri, tavırlarını değiştirerek müdahaleye başladılar.
İtilaf Devletleri 15 Mart’ta 150 kadar aydını tutukladıktan sora 16
Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler.
İstanbul’un Resmen İşgalinin Sonuçları
-
İstanbul’un işgali Mustafa Kemal Paşa’yı görüşlerinde haklı çıkarmıştır.
-
İtilaf
Devletleri’nin İstanbul’u resmen işgal etmeleri, Mustafa Kemal Paşa’ya
Ulusal Mücadeleyi padişah adına yürüttüğünü söyleme olanağı sağlamıştır.
-
İstanbul’dan
kaçan aydın, asker ve milletvekilleri Milli Mücadeleye ve daha sonra
açılacak olan TBMM’ye katıldılar. İstanbul’un işgali Anadolu hareketine
katılımları artırmıştır.
-
Padişah dört ay sonra tekrar seçim yapmak üzere Meclisi 11 Nisan 1920’de feshetti.
-
İtilaf Devletleri’nin Mebuslar Meclisi’ni kapattırmaları milli iradeyi yok etmeyi amaçladıklarını göstermektedir.
-
Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapanması, Mustafa Kemal Paşa’ya Ankara’da TBMM’yi açma olanağı sağlamıştır.