Merkezi Yönetimin Bozulması
Osmanlı merkezi yönetiminin bozulmasında;
-
XVII. yüzyıldan itibaren tahta çıkan padişahların devlet işlerine ilgisiz kalmaları ve ordunun başında seferlere çıkmamaları
-
Şehzadelerin
sancaklara gönderilmemesinden dolayı, devlet işlerinde yeterli bilgi ve
tecrübeye sahip olmadan devletin başına geçmeleri
-
Padişahların tecrübesizliğinden yararlanan saray kadınlarının ve ağalarının devlet yönetiminde etkili olmaları
-
Önemli makamların liyakata bakılmadan rüşvet ve iltimas yoluyla dağıtılması
gibi nedenler etkili olmuştur.
Devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur.
Ekonominin Bozulması
XVI. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı ekonomisinin bozulmasında;
-
Coğrafi Keşiflerin etkisiyle ticaret yollarının yön değiştirmesi ve gümrük gelirlerinin büyük ölçüde azalması
-
XVII. yüzyılda Avusturya ve İran ile yapılan savaşların yüklü harcamalara yol açması
-
İhracatın azalması, ithalatın artması ve kapitülasyonların giderek Avrupalı devletlerin sömürü aracı haline gelmesi
-
Sömürgelerden
Avrupa’ya yüklü miktarda altın ve gümüşün gelmesi, bu madenlerin bir
miktarının Osmanlı ülkesine girmesi ve paranın değerini düşürerek
enflasyonu artırması
-
Vergilerin yükseltilmesi üzerine köylerde yaşayan insanların vergilerini ödeyemeyerek tarımsal üretimi bırakmaları
-
Saray masraflarının artması
gibi nedenler etkili olmuştur.
Askeri Sistemin Bozulması
-
III. Murat döneminden itibaren kapıkulu ocaklarına kanunlara aykırı asker alınarak sayılarının artırılması
-
Yeniçerilerin geçim sıkıntısını ileri sürerek askerlik dışında işlerle uğraşmaları
-
İltizam sisteminin yaygınlaşması üzerine tımar sisteminin önemini kaybetmesi ve eyaletlerde asker yetiştirilmemesi
-
Denizcilikle ilgisi olmayan kişilerin donanmanın başına getirilmesi
-
Avrupa’da meydana gelen harp teknolojisindeki gelişmelerin takip edilmemesi
gibi etkenler Osmanlı askeri sisteminin bozulmasına neden olmuştur.
Sosyal Alandaki Bozulmalar
Tımar sisteminin bozulması, nüfusun artması ve Anadolu’da çıkan
Celâli isyanları halkın devlete olan güvenini sarsmıştır. XVII.
yüzyılda başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin nüfusları hızla
artmış, bu durum şehirlerde işsizliğe ve güvenliğin bozulmasına neden
olmuştur.
Eğitim Sisteminin Bozulması
-
Osmanlı eğitim sisteminin temelini oluşturan medreselerin çağın
gerisinde kalması ve Avrupa’da eğitim alanında meydana gelen
yeniliklerin takip edilmemesi
-
Pozitif bilimlerin medreselerin müfredatından çıkarılması
-
Medrese öğrenimi görmemiş pek çok kişiye ilmi rütbeler verilmesi
-
Yeni doğmuş çocuklara müderrislik unvanının verilmesi ve beşik uleması diye adlandırılan bir sınıfın ortaya çıkması
Dış Etkenler
-
Coğrafi Keşiflerle zenginleşen ve ekonomilerini güçlendiren
Avrupa devletleri, Rönesans ve Reform hareketleriyle düşünce ve bilim
hayatında önemli atılımlar yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu Avrupa’daki
teknolojik ve bilimsel gelişmelere ayak uyduramamış, Avrupa’nın
gerisinde kalmıştır.
-
XVII.
yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu doğal sınırlarına ulaşmıştır.
Sınırlarını çöllere, okyanuslara ve güçlü devletlere dayandıran Osmanlı
Devleti duraklama sürecine girmiştir.
-
Avrupalıların Haçlı anlayışıyla Osmanlı İmparatorluğu’na hep birlikte saldırmaları duraklamaya neden olmuştur.
XVII. Yüzyılda Osmanlı - Avusturya İlişkileri
1593 - 1606 Osmanlı - Avusturya Savaşları
Sokullu Mehmet Paşa döneminde imzalanan antlaşma tarafların
karşılıklı saldırılarıyla bozulmuş ve iki devlet arasında savaşlar
başlamıştır. Bu savaşlar Avusturya’nın isteğiyle Zitvatorok Antlaşması imzalanarak sona erdirilmiştir (1606).
Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlı Devleti;
-
Avrupa’daki üstünlüğünü kaybetmiştir.
-
Avusturya
kralı Osmanlı padişahına denk hale gelmiştir. Böylece, Osmanlı
Devleti’nin Avrupa devletleriyle hukuki eşitlik dönemi başlamıştır.
Viyana Kuşatması ve Osmanlı - Avusturya Savaşı
Avusturya, Orta Avrupa’da gücünü artırmak için Macaristan’a
egemen olma politikası izlemiştir. Macarlara yardım etmeyi kabul eden
Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sefere çıkarak Viyana’yı ikinci
defa kuşatmıştır (1683). Osmanlı orduları Viyana önlerinde bozguna
uğrayarak geri çekilmiştir.
Türklerin Viyana önlerinde bozguna uğraması, Avrupa’da büyük bir sevinç
meydana getirmiş ve Papa’nın gayretleriyle Türkleri Avrupa’dan atmak
amacıyla Kutsal İttifak kurulmuştur (1684).
Bu ittifaka; Avusturya, Lehistan, Venedik, Malta şövalyeleri ve sonradan Rusya katılmıştır. 16 yıl devam eden savaşlarda Osmanlı Ordusu yenilmiş, Kutsal İttifak devletleriyle Osmanlı Devleti arasında Karlofça
Antlaşması imzalanmıştır (1699).
Karlofça Antlaşması’yla;
-
Osmanlı Devleti Batıda ilk kez toprak kaybetmiştir.
-
Osmanlı Devleti Orta Avrupa’daki egemenliğini kaybetmiştir.
-
Avrupa devletleri savunmadan saldırıya geçmiş ve askeri bakımdan üstünlükleri ortaya çıkmıştır.
|
Karlofça Antlaşması’ndan sonra Rusya ile Osmanlı Devleti arasında İstanbul Antlaşması imzalanmıştır (1700).
İstanbul Antlaşması’yla;
Osmanlı
Devleti, Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları’yla kaybettiği toprakları
geri alabilmek amacıyla XVIII. yüzyılda Avusturya, Venedik ve Rusya ile
savaşlar yapmıştır.
|
İç İsyanlar ve Sonuçları
İstanbul İsyanları
İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinden yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılmıştır.
İstanbul isyanlarının çıkmasında;
-
Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri
-
Kapıkulu sisteminin değişmesi ve ocağa askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması
-
Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük paralarla ödenmesi
-
Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmek istemeleri
-
Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtması
-
Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri
-
Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması
gibi nedenler etkili olmuştur.
İstanbul isyanları devlet düzenini değiştirmeye yönelik olmayıp, yönetimdeki şahıslara karşı yapılmıştır.
|
İstanbul isyanları sonucunda;
-
İsyancılar,
daima isteklerini yaptırmayı başarmışlar ve Osmanlı merkezi idaresi
üzerinde kapıkulu (özellikle yeniçeriler) askerlerinin etkisi artmıştır.
-
İsyancılar, padişah ve devlet adamlarını görevden almışlar, hatta öldürmüşlerdir.
-
İsyanlar
İstanbul’da asayişin bozulmasına, halkın zor durumda kalmasına, şehirde
yangınların çıkmasına ve yağmalamaların yapılmasına neden olmuştur.
Celâli İsyanları
XVII. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” denilmiştir.
Celâli isyanlarının çıkmasında;
-
Eyaletlerde devlet yönetiminin bozulması ve vergi toplamada adaletsiz davranılması
-
Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında haksızlıkların yapılması
-
XVII. yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da eşkiyalığa başlaması
-
Devşirme asıllı devlet adamlarının Anadolu halkıyla kaynaşamamaları
-
Merkezi otoritenin zayıflaması
-
Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı davranarak halkı zor duruma düşürmeleri
-
Uzun süren Osmanlı - İran ve Osmanlı - Avusturya savaşlarının halkı yıpratması
gibi nedenler etkili olmuştur.
Celâli isyanlarının sonucunda;
-
Anadolu’da devlet otoritesi sarsılmıştır.
-
Anadolu’da huzur ve güvenlik bozulmuş, birçok şehir ve kasaba harap olmuştur.
-
Üretim faaliyetleri azalmış, ekonomi bozulmuştur.
-
Vergiler toplanamamış ve devletin gelirleri azalmıştır.