Yaşam alanlarının tamamı ve içinde yaşayan canlıların oluşturduğu
yapıya Biyosfer ya da Ekosfer denir. Bir bireyin veya türün doğal
olarak yaşayıp, üreyerek, gelişebildiği yere habitat denir. Kısaca
”canlının adresi” denebilir.
Biyosferi oluşturan birimlerin sırası; “birey, populasyon, kommunite, ekosistem” şeklindedir.
Kommünite: Bir habitata yerleşmiş populasyonlar topluluğuna kommünite adı verilir. Kommünitede çok sayıda tür bulunur.
Ekosistem: Kommünitenin, cansız ortamıyla oluşturduğu birliğe ekosistem denir. Ekosistemler, tabiatın küçültülmüş birimleridir.
A. POPULASYONLAR
Bir türün, doğanın belli bir bölgesine yerleşmiş bireylerinin topluluğuna populasyon denir.
Bir türe ait bireyler farklı bölgelerde farklı populasyonlar meydana getirebilir.
1. Populasyonların Özellikleri
Populasyonlar bulundukları ortamın şartlarından etkilenerek büyüyüp, küçülebilir ve zamanla değişikliğe uğrayabilir.
Yukarıdaki formülde populasyon büyüklüğündeki değişme pozitif (+) ise
populasyon büyüyerek gelişmekte, negatif (–) ise populasyon gerilemekte
ve küçülmektedir.
-
Bir populasyona birim zamanda katılan fert sayısı populasyonun doğum
oranını, ayrılan fert sayısı populasyonun ölüm oranını verir.
-
Belli bir zamanda birim alanı işgal eden birey sayısına populasyon yoğunluğu denir.
-
Belirli şartlar altında bir ekosistemde veya habitatda yaşayan bir türe
ait bulunabilecek en yüksek fert sayısına populasyonun taşıma
kapasitesi denir.
Denge halindeki populasyonlarda genç, yetişkin ve yaşlı birey sayıları
eşit olarak dağılmıştır. Genç ve yetişkin bireylerin yoğun olduğu bir
populasyon gelişmekte ve hızlı büyümektedir. Yaşlı bireylerin daha
yoğun olduğu bir populasyon gerilemekte ve küçülmektedir.
2. Populasyonların Dengelenmesi (Devri)
Tabiat şartlarının normal seyrettiği durumlarda, her populasyon belli zaman periyodunda dengelenir.
Aynı habitatta yaşayan birçok populasyon birbirleriyle yarışır ve
rekabet eder. Hatta bazı türler diğer bir türü besin olarak kullanır.
Böyle iki türün populasyon değişim grafiği de şöyle gerçekleşir:
Şekil : Av - Avcı İlişkisi
Grafikteki X ve Y noktaları önemlidir. X noktasında yiyici tür
maksimum sayıya ulaşmış ancak besin bitmiştir. Açlık ve toplu ölümler
başlar. Y noktasında ise yenen tür minimum sayıya düşmüştür. Ancak
diğerinin toplu olarak ölmesiyle serbest kalıp tekrar gelişir.
Populasyonların büyüyüp küçülmesini sağlayan dengeleyici faktörlerin en
önemlileri besin miktarı, yaşam alanı, dış ve iç göçler, ışık, nem,
sıcaklık, besin, artık maddeler, deprem, savaş, bulaşıcı hastalıklar,
yangın ve düşmanlar şeklinde sıralanabilir.
3. Hayvan Toplulukları
Populasyonu meydana getiren bireyler bulundukları ortamda tek tek ya da topluluklar halinde yaşayabilirler.
Özellikle hayvanlar biraraya gelerek topluluklar halinde yaşamaktadır.
Bu toplanma belli bir iş için, belli bir zamana mahsus olabileceği gibi
sürekli de olabilir. Bu şekilde sürekli olan topluluklara sosyal grup denir. Bal arıları, termitler ve karıncalar sosyal grubun en iyi örnekleridir.
Topluluk Oluşturmanın Amaçları: Hayvanlar en çok; besin bulma,
üreme, yavru bakımı, yuva kurma, avlanma, göç etme, tabiat şartlarından
ve düşmanlarından korunma gayeleriyle birarada bulunurlar.
B. BESLENME İLİŞKİLERİ
Dünyamızdaki bütün canlılar beslenme bakımından ototrof ve heterotrof olarak iki grupta toplanabilir.
Tablo : Canlılarda Beslenme İlişkileri
İnorganik maddelerden organik besin yapanlara, ototrof (üretici)
denir. Bunu yapamayıp da hazır organik besin kullananlara da heterotrof
(tüketici) denir.
1. Ototrof Canlılar
Fotosentez yapanlar (Fotoototroflar) ve kemosentez yapanlar (Kemoototroflar) olarak iki grupta toplanabilir.
a. Fotosentez Yapanlar : Yeşil bitkiler, bazı bakteriler, mavi-yeşil alg'ler ve bazı tek hücreliler tarafından klorofillerde gerçekleştirilir.
b. Kemosentez Yapanlar : Işık enerjisi kullanılmaz. Sadece bazı
bakteri türleri tarafından gerçekleştirilir. Klorofil ve kloroplastları
yoktur. Kimyasal enerjiyi kullanarak CO2 ve H2O yu birleştirerek organik besin yaparlar.
2. Hem Ototrof, Hem Heterotrof Olanlar
Bu gruptaki canlılara en güzel örnek böcekçil bitkilerdir.
Böcekçil bitkiler azotça fakir topraklarda yaşamakta olup, topraktan
alamadıkları azotu böcekleri yakalayarak onların proteinlerinden
karşılarlar. Bu yönleriyle besini hazır aldıkları için
heterotrofturlar. Böceği yakaladıktan sonra sindirim enzimlerini dış
ortama salgılayarak, yakaladıkları böceği sindirir. Sonra onun amino
asitlerini hücre içine alırlar.
Böcekçil bitkiler aynı zamanda fotosentez yaparak nişasta ve diğer
karbonhidratlarını kendileri üretirler. Bu yönleriyle ise besin
ürettikleri için ototrofturlar.
3. Heterotrof Canlılar
Organik besinlerini hazır olarak alan canlılardır. Besinleri alma biçimine göre üçe ayrılır.
a. Holozoik Yaşam : Besinlerini daha çok katı ve büyük parçalar halinde alan canlılardır.
Etçiller (Karnivorlar) : Daha çok hayvansal besinlerle beslenirler. Aslan, kedi, kurt bu gruba örnek verilebilir.
Otçullar (Herbivorlar) : Daha çok bitkisel kaynaklı besinlerle
beslenirler. Keçi, Koyun, İnek, Kaplumbağa, Kirpi bu gruba örnek
verilebilir. Bu hayvanların diş yapıları ve sindirim sistemleri
selülozu sindirecek şekilde özelleşmiştir.
Etçil ve Otçullar (Omnivorlar) : Hem bitkisel hemde hayvansal
kaynaklı besinlerle beslenirler. İnsan, bazı balıklar, bazı kuşlar bu
gruba girer. Dişleri hem parçalayıcı, hem kesici olarak bulunur.
b. Simbiyoz (Birlikte) Yaşam: Bu gruptaki canlılar birbirleri üzerinde veya içinde yaşarlar. Bazı birlikler zararlı, bazıları faydalıdır.
Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan
canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası veya zararı
yoktur. İnsanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı
bakteriler bu şekildedir.
Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan
Echeneis balıkları da buna örnektir. Bu balıklar köpek balığının
parçaladığı besinleri kullanırken köpek balığına fayda veya zarar
vermezler.
Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir.
-
Likenler mantarlarla, alglerin (su yosunları) oluşturduğu bir mutualist yaşam örneğidir. Mantar, su yosununa CO2 ve H2O verirken, bunun karşılığında O2 ve besin alır.
Parazitlik : Beraber yaşayan iki canlıdan biri fayda görür. Bu
esnada faydalandığı canlıya zarar verir. Bu yüzden bu birliklere
zararlı birlikler denir. İki canlı ayrılacak olursa, fayda gören bu
faydayı kaybettiği için yaşamını yitirebilir.
Parazitlik Çeşitleri:
-
Parazitler canlının dış kısmına yerleşmişse bunlara ektoparazit
(dış parazit) denir. Bunların sindirim sistemleri vardır. Örneğin,
keneler, bitler, pireler v.b.
-
Parazitler canlının iç kısmına yerleşmişse bunlara Endoparazit (İç
parazit) denir. Bunların sindirim sistemleri yoktur. Örneğin,
plazmodyum mikrobu, bağırsak kurtları, tenyalar v.b.
-
Parazitler canlı bir hücre olmadan hiç bir canlılık özelliği göstermiyorsa bunlara mecburi parazit denir. Örneğin, virüsler
-
Bazı bitkiler fotosentez yapabildikleri halde, kök sistemleri
gelişmediği için su ve mineral madde ihtiyaçlarını emeç adı verilen
kökleriyle üzerinde yaşadıkları bitkinin odun borularından (ksilem)
alırlar. Bunlara yarı parazit bitkiler denir. Örneğin, ökse otu.
-
Bazı bitkiler fotosentez yapamadıkları için bütün ihtiyaçlarını
üzerinde yaşadıkları bitkiden karşılarlar. Bunlara tam parazit bitkiler
denir. Örneğin, küsküt otu.
c. Saprofit (Çürükçül) Yaşam : Bu gruptaki canlılarda sindirim
sistemi tam gelişmemiştir. Bu yüzden besinlerini bulundukları
ortamlardan “yarı sindirilmiş sıvılar” olarak alırlar. Bazıları
salgıladıkları enzimlerle hem kendi besinlerini kısmen sindirmiş
olurlar, hem de organik artıkları parçalayarak ölmüş bitki ve hayvan
artıklarını ortadan kaldırırlar. Bu sayede tabiattaki madde devri'ne
önemli katkıda bulunmuş olurlar.
C. EKOLOJİK KAVRAMLAR
Ekoloji; organizmalar ve onların çevresiyle olan ilişkilerini inceleyen biyoloji dalıdır.
Biyosfer (Ekosfer) : Okyanusların 1000 metre derinliğine kadar
ve deniz seviyesinden 6 bin m yüksekliğe kadar uzanan, canlıların
yaşayabildiği alandır. Kısaca hava, toprak ve sulardan oluşan canlı
küredir.
Ekosistemlerin kesişme noktaları birden fazla iklime ait özellikler
gösterir. Normal bir ekosistemden daha çok tür çeşidi barındıran bu
geçiş bölgelerine ekoton denir. Bir bölgede yaşayan hayvanların tamamına fauna, bitkilerin tamamına da flora denir. Canlıların üzerinde yaşadığı ve hayatın devamı için gerekli kaynakları içeren büyük bölgelere biyotop denir.
Biyosferdeki yaşama birlikleri, Komünite'ler ve Ekosistemler'dir. Belli bir alanda yaşayan bütün populasyonlar komüniteyi oluşturur. Bu populasyonlar cansız ortamla (fiziki çevreyle) beraber ekosistemleri meydana getirir.
Yaşama birlikleri kara ve su
ekosistemleri olmak üzere ikiye ayrılır. Komünite'deki bazı türler fert
sayıları ve faaliyetleri bakımından daha belirgindirler.
Böyle türlere baskın türler
denir. Karalarda ışığı seven bitkiler en baskın türlerdir. Bu baskın
türlerden dolayı, çam ormanı, ardıç ormanı gibi isimlendirmeler
yapılır. Su ekosisteminde ise belirli baskın tür yoktur.
Baskın türler çevre şartlarının etkisiyle yerini başka türlere bırakabilir. Buna da süksesyon denir.
D. EKOSİSTEMLER
Ekosistem'ler tabiattaki olayların meydana geldiği küçültülmüş birer model'dirler.
Bir yaşama birliği olan ekosistemde üreticiler, tüketiciler ve
ayrıştırıcılar olmak üzere üç canlı grubu bulunmalıdır. Üreticileri,
fotosentetik ve kemosentetik canlılar oluşturur. Tüketicileri ise en
çok etçil ve otçullar oluşturur. Ayrıştırıcılar ise saprofit bakteri ve
mantarlardan meydana gelir.
Şekil : Ekosistemde Besin ve Enerji Akışı
Ekosistemlerde bir besin ve enerji zinciri olup, bunun ana kaynağı güneştir. Enerji ve maddelerin devirli olarak kullanılması ekosistemlerin en önemli görevidir.
Ekosistem'de
ototrofların gerçekleştirdiği en önemli olay fotosentez,
heterotrofların solunum ve saprofitlerin gerçekleştirdiği en önemli
olay ise organik artıkların çürütülmesidir.
E. MADDE DÖNGÜLERİ
Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta
canlılığın aksamadan devam edebilmesi için bazı önemli maddelerin,
kullanılan kadar da üretilmesi gerekmektedir. Buna madde devri denir.
Şekil : Tabiatta CO2 Devri
Doğadaki karbonun canlı gruplarında ve cansız ortamda izlediği yolu yukarıdaki şekilden takip edebilirsiniz.
Azot bütün canlılar için çok önemlidir. Enzim, DNA, RNA, yapısal protein, ATP, vitamin gibi birçok hayatsal molekül azot içerir.
Şekil : Tabiatta Azot Devri
Her canlının, organik veya inorganik olarak azotu temin etmesi yukarıda gösterilmiştir.
Şekil : Tabiatta Su Devri
Bütün canlılar için su vazgeçilmez bir sıvıdır. Hem canlılarda, hemde fiziksel şartlarla döngüsünü tamamlar.
|