C - FİİLLER
FİİL (EYLEM)
Fiiller,
kalıcı kavram ya da varlıkları karşılamaz. Bunlar hareketleri, oluşları,
durumları karşılar. Mastar halinde bir hareketin adı olurlar: “yürümek,
olmak, düşünmek vs.”
FİİL
ÇEKİMİ
Fiillerin
kip ve şahıs bildirecek biçimde düzenlenmesine denir. Bir çekimde kip
mutlaka bulunur, ancak şahıs bazen bulunmayabilir. Çekimin daha iyi
anlaşılabilmesi için “kip, zaman, şahıs” kavramlarının bilinmesi
gerekir.
Fillerde Kip
Eylemlerin
bir hareketi, oluşu, durumu ortaya koyuşu farklı şekillerde olur. Bazen
bunlar bir başkasına haber verme şeklinde aktarılır, bazen bir koşula
bağlanır, bazen istenen bir durum anlatılır. Buna fiilin kipi
denir.
Türkçe’de
kipler iki grupta incelenir. Bunlar haber kipleri ve dilek kipleridir.
1.
Haber (Bildirme) Kipleri
Fiilin
çekiminde kesin bir zaman ifadesi varsa, fiil haber kipindedir. Biz bunu
fiilin çekimini adlandırırken açıklarız aslında. Örneğin; “gelecek”
fiilinin çekimini söylerken “gelecek zamanla çekimlenmiş” deriz. İşte
çekimi adlandırırken “zaman” ifadesini kullanıyorsak fiilin kipi “haber
kipi”dir.
Bu kipin
beş çekimi vardır. Bunları çekimleriyle birlikte gösterelim.
a.
Bilinen Geçmiş Zaman (-di’li)
Eylemin
yapılışının kesin olarak bilindiğini gösterir.
I. Tekil
Şahıs
al - dı - m
II. Tekil
Şahıs
al - dı - n
III. Tekil
Şahıs
al - dı
I. Çoğul
Şahıs
al - dı - k
II. Çoğul
Şahıs
al - dı - nız
III.
Çoğul Şahıs
al - dı - lar
fiil kip eki şahıs eki
Görüldüğü
gibi fiiller altı şahsa göre çekimlenir. Bundan sonraki çekimlerimizde
sadece örnekleri yazacağız; şahıs sırasını siz bu örneğe göre
belirleyin.
b.
Öğrenilen Geçmiş Zaman
Bildirilen işin yapıldığını, başkasından duyma şeklinde ifade eden
çekimdir.
al - mış -
ım
al - mış - ız
al - mış -
sın
al - mış - sınız
al - mış
al - mış - lar
“-miş” eki
her zaman başkasından duyulma anlamı taşımayabilir.
“Elin
kanamış, ne yaptın yine?”
cümlesinde
“-mış” eki görülen bir durumu anlatmaktadır.
“Sıcak
sobanın başında uyuyakalmışım.”
cümlesinde
ise sonradan farkına varılan bir durum anlatılmaktadır.
c.
Şimdiki Zaman
Eylemin
söylendiği anla yapıldığı ânın bir olduğunu gösterir.
Çalış -
(ı)yor - um
Çalış - (ı)yor - uz
Çalış -
(ı)yor - sun
Çalış - (ı)yor - sunuz
Çalış -
(ı)yor
Çalış - (ı)yor - lar
Parantez
içinde gösterilen ses, ünlüyle biten fiillerde görülmez: “uyu - yor”
Fiile
şimdiki zaman anlamı veren, hatta “-yor” ekinden daha kesin bir biçimde
“işin üzerinde olma” anlamını veren bir diğer ek de “-makta, -mekte”
ekidir. Mastar ekiyle “-de” hal ekinin kaynaşmasından oluşan bu ek
günümüzde tamamen şimdiki zaman anlamı veriyor.
Gel -
mekte - y - im
Gel -
mekte - sin
Gel -
mekte
Gel -
mekte - y - iz
Gel -
mekte - siniz
Gel -
mekte - ler
Hatta bazı
kullanımlarda bu ekin “-mada, -mede” şekillerine dönüştüğü görülür.
“Ölüm
indirmede gökler, ölü
püskürmede yer”
dizesinde
altı çizili fiiller bu şekilde çekimlenmiştir.
d.
Gelecek Zaman
Eylemin,
söylendiği andan sonra yapılacağını ifade eder.
Sor - acak
- ım (soracağım)
Sor - acak
- sın
Sor - acak
Sor - acak
- ız (soracağız)
Sor - acak
- sınız
Sor - acak
- lar
e.
Geniş Zaman
Fiilin
herhangi bir zamanda yapılabildiğini gösterir.
Koş - ar -
ım
Koş - ar -
sın
Koş - ar
Koş - ar -
ız
Koş - ar -
sınız
Koş - ar -
lar
2.
Dilek (isteme) Kipleri
Bu
kiplerde zaman anlamı yoktur. Örneğin; “gitmeliyim” sözünde bu işin ne
zaman yapılacağı değil, gitmenin arzu edildiği anlatılmak isteniyor.
Dilek kiplerinin dört çekimi bulunuyor.
a.
Gereklilik Kipi
Eylemin
yapılması gerektiğini anlatan kiptir. Bazen cümleye ihtimal anlamı da
katabilir. Ancak daha çok zorunluluk bildirir.
Sor - malı
- y - ım
Sor - malı
- sın
Sor - malı
Sor - malı
- y - ız
Sor - malı
- sınız
Sor - malı
- lar
“Bu yazıyı
iki saatte bitirmeliyim.” cümlesinde gereklilik,
“Şimdiye
dek eve gelmiş olmalı.” cümlesinde ihitimal anlamı verir.
b. Şart
Kipi (Dilek- Koşul)
Bazı
cümlelerde dilek, bazılarında koşul anlamı katan fiil çekimidir.
Bul - sa -
m
Bul - sa -
n
Bul - sa
Bul - sa -
k
Bul - sa -
nız
Bul - sa -
lar
“Şu okul
bir bitse de rahatlasak.” cümlesinde istek,
“Kapıyı
açsa beni görecekti.” cümlesinde koşul anlamı verir.
c.
İstek Kipi
Eskiden
çok kullanılan ancak günümüzde oldukça sınırlı bir kullanım alanı
bulunan fiil kipidir. “-a, -e” eki kullanılarak yapılır.
Bil - e -
y - im (-eyim)
Bil - e -
sin
Bil - e
Bil - e -
lim
Bil - e -
siniz
Bil - e -
ler
Bunlardan
en çok birinci tekil ve birinci çoğul şahıslar kullanılır.
“Son
yazdığım şiiri
getireyim.”
“Anlat da
neler olduğunu, biz de
bilelim.”
cümlelerinde bu kipi görüyoruz.
d. Emir
Kipi
Eylemin
yapılması gerektiğini buyruk şeklinde bildiren çekimdir. Birinci tekil
ve birinci çoğul şahsın emir çekimi yoktur. Emir kipinin çekimi şahıs
ekleri ile yapılır.
-----
-----
gel
gel - in (gel - iniz)
gel - sin
gel - sin - ler
Görüldüğü
gibi emir kipinin birinci tekil ve birinci çoğul şahıslarında çekimi
yoktur.
“Yarın
bize biraz erken
gel.”
“Çıkın
odadan hepiniz.”
cümlelerinde altı çizili fiiller emir kipiyle çekimlenmiştir.
Fiil
Çekimlerinde Olumsuzluk
Fiillerin
olumsuz biçimleri, kip eklerinden önce “-ma, -me” olumsuzluk ekinin
getirilmesiyle yapılır.
Koş - tum
® Koş - ma - dı - m.
Gel - miş
- sin
® Gel - me - miş - sin
Bırak -
acak
® Bırak - ma - y - acak
Sor -
malı - y - ım
® Sor - ma - malı - y - ım
Olumsuz
çekimde tek özel durum, geniş zamanın çekiminde görülür.
Bunda
olumsuzluk eki, zaman eki ve şahıs eki tamamen kaynaşmış durumdadır.
Bil -
ir - im
Bil -
ir - sin
Bil -
ir
Bil -
ir - iz
Bil -
ir - sin - iz
Bil -
ir - ler |
®
®
®
®
®
® |
Bil -
mem
Bil -
mezsin
Bil -
mez
Bil -
meyiz
Bil -
mezsiniz
Bil -
mezler |
Fiil
Çekiminde Soru
Fiil
çekiminin soru şekli “mı, mi” ile yapılır. Buna soru eki diyenler olduğu
gibi soru edatı diyenler de vardır. Fiil çekiminde “mi” bazen kip ekiyle
şahıs eki arasında, bazen şahıs ekinden sonra gelir.
Geldin
Gelmişiz
Geliyorsun
Gelmeliyim
Gitsek
Gideyim |
®
®
®
®
®
® |
Geldin mi?
Gelmiş
miyiz?
Geliyor musun?
Gelmeli miyim?
Gitsek mi?
Gideyim mi? |
altı
çizili çekimlerde şahıs ekinden sonra diğerlerinde kip ve şahıs ekleri
arasına girmiştir.
FİİLLERDE ANLAM (ZAMAN) KAYMASI
Fiil
çekimlerinde kullanılan kip ve zaman ekleri her zaman kendi anlamlarında
kullanılmaz. Bu ekler birbirlerinin yerlerine de geçebilir. Elbette bu,
cümlenin anlamıyla ilgilidir. Kısaca, cümlede yüklemin çekimlendiği kip
veya zamanla işin yapıldığı kip veya zamanın farklı olmasına anlam
kayması
denir.
“Sizi
yarın burada bekliyorum.” cümlesinde “bekliyorum” yüklemi şimdiki
zamanla çekimlendiği halde iş “yarın” yani gelecek zamanda yapılacaktır.
Öyleyse burada zaman kayması vardır.
“O her gün
aynı saatte yola çıkıyor.”
cümlesinde
fiil şimdiki zamanla çekimlenmiş, iş “her gün” yani geniş zamanda
yapılıyor.
“O daha üç
yaşındayken babasını kaybediyor.”
cümlesinde
fiil şimdiki zamanla çekimlenmiş, iş geçmiş zamanda olmuş.
“Bu
dilekçeyi sonra yazarsınız.”
Cümlesinde
fiil geniş zamanda çekimlenmiş, iş gelecek zamanda yapılacak.
“Keloğlan’ın yolu bir gün bir kasabaya düşer.”
cümlesinde geniş zaman, geçmiş zaman yerine kullanılmış.
Bazı
cümlelerde ise haber kipleri dilek kipleri yerine kullanılır.
“Bu cami
de bize Selçuklulardan kalma bir eser olacak.”
cümlesinde gelecek zaman, gereklilik kipi (olmalı) anlamında
kullanılmıştır.
Bazen
dilek kipleri de birbirleri yerine kullanılır.
“Gelsen de
şu işleri birlikte
yapsak.” cümlesinde şart kipi, istek anlamında kullanılmıştır.
“Şöyle
buyrun efendim!” cümlesinde emir, istek anlamındadır.
Örnekler
çoğaltılabilir. Sonuç olarak, önce yüklemin kip veya zamanına daha sonra
işin yapıldığı kip veya zamana bakarsak ve bunların farklı olduğunu
görürsek, cümlede anlam (zaman) kayması vardır.
Zaman
kaymasının olduğu cümleler anlamca bozuk değildir. Bu sadece Türkçe’nin
bir söyleyiş zenginliğidir.
EKFİİL
(EKEYLEM)
Mastar
olarak bir anlamı olmayan, isim ve isim soylu sözcüklere gelerek onları
cümlede yüklem olarak kullandıran ve çekimlenmiş fiillere gelerek
bileşik çekimli fiiller oluşturan “imek” fiiline denir.
Bu fiilin
dört basit çekimi bulunur. Basit çekimli durumda sadece isim soylu
sözcüklerde bulunur. Üç bildirme (haber), bir dilek kipi bulunan bu
fiilin çekimini şu şekilde gösterebiliriz.
a.
Bilinen Geçmiş Zaman (idi)
Öznenin
önceden içinde bulunduğu bir oluşu bildirir.
Öğrenciydim (Öğrenci idi - m)
Öğrenciydin
Öğrenciydi
Öğrenciydik
Öğrenciydiniz
Öğrenciydiler
Sadece
isme değil zamire, edata, tamlamalara da eklenebilir.
“Seni
buraya çağıran
bendim.” cümlesinde zamire,
“Dün biraz
rahatsız
gibiydi.” cümlesinde edata,
“Elinde
taşıdığı paket, düğün
hediyesiydi.” cümlesinde isim tamlamasına,
“Yeni
aldığım ev
bahçeli bir evdi.” cümlesinde sıfat tamlamasına gelerek onlara zaman
anlamı kazandıran “-di” ekleri hep ekfiildir.
b.
Öğrenilen Geçmiş Zaman (imiş)
Öznenin
başkasından duyulan bir oluş içinde bulunduğunu gösterir.
Doktormuşum (Doktor imiş - im)
Doktormuşsun
Doktormuş
Doktormuşuz
Doktormuşsunuz
Doktormuşlar
Bu da
zamire, edata vs. eklenebilir.
c. Şart
Kipi (ise)
Hastaysam (Hasta ise - m)
Hastaysan
Hastaysa
Hastaysak
Hastaysanız
Hastaysalar
şeklinde
çekimlenir ve isim soylu söcüklere şart anlamı yükler.
d.
Geniş Zaman
Bu zaman
çekiminde ekfiil diğer çekimlerinde olduğu kadar belirgin değildir.
Diğerleri, eklendiği sözcükten “idi”, “imiş”, “ise” diye ayrılabileceği
halde, geniş zamanda ayrılmaz.
Ben şair -
im
Sen şair -
sin
O
şair(dir)
Biz şair -
iz
Siz şair -
siniz
Onlar
şairler(şairdirler)
“Sensin
beni hasta eden.” cümlesinde zamire,
“Sen tam
bana
göresin.” cümlesinde edata,
“Elmaların
en iyisi
Amasya elmasıdır.” cümlesinde isim tamlamasına gelmiş ve onları
yüklem yapmıştır.
Ekfiilin Olumsuzu
Ekfiille
çekimlenmiş sözcükler “değil” edatıyla olumsuz yapılır.
Öğretmendim
Doktormuş
Hastaysa
Şairim |
®
®
®
® |
Öğretmen değildim.
Doktur
değilmiş.
Hasta
değilse.
Şair
değilim. |
örneklerinde ekfiilin olumsuz çekimi görülmektedir. Diğer fiillerin
“-ma, -me” ile, ekfiilin “değil” ile olumsuz yapılması, ekfiilin
bulunmasını oldukça kolaylaştırır.
“Karnım
iki gündür
açtı.”
“Kapıyı
ardına kadar
açtı.” cümlelerinde altı çizili sözcüklerden hangisinin ekfiil
aldığını bulmak için cümleleri olumsuz yaparız.
“Karnı iki
gündür açmadı.” olmayıp
“aç
değildi.” olacağına göre birincide ekfiil kullanılmıştır.
“Beni
aramış
doktorum.”
“İki
yıldır
doktorum.” cümlelerinde de benzer ekler görülüyor. Ayrı yöntemle
bunu da ayırabiliriz.
“Beni
aramış doktor değilim.” denmez, ancak “İki yıldır doktor değilim.” olur.
Öyleyse ikinci cümledeki, ekeylemdir.
Burada
“değil” edatının zaman eklerinden önce geldiğini de söyleyelim. Yani
“hastaydı” sözü “hastaydı değil” şeklinde olumsuz yapılmaz; “hasta
değildi” şeklinde yapılır.
Ekfiilin Soru Şekli
Bu fiilin
soru şekli de diğer fiillerde olduğu gibi “mi” ile yapılır. “mi” sözü
isimle ekfiil arasına girerek kullanılır.
Öğretmendim
Doktormuş
Şairim |
®
®
® |
Öğretmen miydim?
Doktor
muymuş?
Şair
miyim? |
Ekfiilin
geniş zamanında kullanılan ekler çekimlenmiş fiillerden sonra gelmez.
Ancak üçüncü tekil şahısta kullanılan “-dir” eki çekimli fiillerden
sonra gelerek onlara ihtimal ya da kesinlik anlamı katabilir. Bu görevi
üstlendiğinde bu ekin adı bildirme eki olur.
BİLEŞİK ZAMANLI FİİLLER
Basit
zamanlı fiil, fiilin tek bir zaman veya kip bildirecek şekilde
çekimlenmesiydi. Bileşik zamanlı fiil ise, fiilin birden çok kip ve
zaman bildirecek biçimde çekimlenmesiyle oluşur. Basit çekimli fiillere
ekfiilin getirilmesiyle yapılır. Üç grupta incelenir.
a.
Hikaye Bileşik Zamanı
Fiilin
basit çekiminden sonra ekfiilin “idi” şekli getirilerek yapılır.
gel -
miş - idi -
m ®
gelmiştim
Fiil
Birinci İkinci
Şahıs
zaman zaman eki
örneğinde, fiilin çekimini adlandırırken “gelmek fiilinin öğrenilen
geçmiş zamanının hikayesi” deriz.
Biliyorduk (Bilmek fiilinin şimdiki zamanının hikayesi)
Çözmeliydik (Çözmek fiilinin gereklilik kipinin hikayesi)
Bazen
ekfiille çekimli fiil arasına başka ekler girebilir.
“Alacak mıydı?” sözünde araya “mi” soru edatı girmiş, “açmışlardı”
sözünde ise araya
“-ler” çoğul eki gelmiştir.
b.
Rivayet Bileşik Zamanı
Fiilin
basit çekiminden sonra ekfiilin “imiş” şekli getirilerek yapılır.
Gel - ecek -
miş
® Gelecekmiş
Fiil Gelecek
Rivayet
zaman Zaman
Geliyormuşum |
® |
(gelmek fiilinin şimdiki zamanının rivayeti) |
Gitmeliymişiz |
® |
(gitmek fiilinin gereklilik kipinin rivayeti) |
Sorarmış |
® |
(sormak fiilinin geniş zamanının rivayeti) |
Çözmüş müymüş |
® |
(Çözmek fiilinin öğrenilen geçmiş zamanının rivayeti) |
c. Şart
Bileşik Çekimi
Fiilin
basit çekiminden sonra ekfiilin “ise” şekli getirilerek yapılır.
Gel -
ecek - se -
k ® Geleceksek
Fiil
Gelecek Şart kipi
zaman
Geliyorsanız |
® |
(gelmek fiilinin şimdiki zamanının şartı) |
Gelmişseniz |
® |
(gelmek fiilinin öğrenilen geçmiş za- manının şartı) |
Gelmeliyseler |
® |
(gelmek fiilinin gereklilik kipinin şartı) |
BİLEŞİK
FİİLLER
İki veya
daha fazla sözün bir araya gelerek kendi anlamlarından farklı bir anlam
verecek ve bir hareketi karşılayacak biçimde kalıplaşmasıyla oluşan
fiillerdir. Yapılışına göre üç grupta incelenebilir:
a.
Yardımcı Fiille Yapılan Bileşik Fiiller
Bir
yardımcı fiille ondan önce gelen adsoylu bir sözcükten oluşur. Yardımcı
fiil olarak “etmek, olmak, eylemek, kılmak” gibi fiiller kullanılır.
Etmek
“Bu olay
beni çok
tedirgin etti.”
“Gelmeden
önce mutlaka
telefon ederdi.”
“Akşamki
yemek beni
rahatsız etti.”
“Her şey
yoluna girer, biraz
sabret.”
cümlelerinde altı çizili sözler bileşik fiildir. Bu fiillerde daha çok
isim görevindeki sözcüğün anlamı hakimdir.
“Etmek”
yardımcı eylemi bazı cümlelerde kendi anlamında da kullanılabilir.
“Bu ev
söylendiği kadar etmez.”
cümlesinde
“etmek” eylemi “değer, tutar” anlamında kullanılmıştır.
Bazen
“etmek” yardımcı fiiliyle isim arasına başka sözcükler girebilir.
“Çok ağır
işler yüklendi sırtına, ama
şikayet bile etmedi adam.”
Bu tür
fiillerde isim soylu sözcük çoğu zaman çekim eki alamaz. Ancak bazen
istisnalar görülebilir.
“Hele bir
dediğini yapma, sana ne işler eder görürsün.” cümlesinde “işler” sözcüğü
çoğul eki almıştır.
Olmak
“Adam
birden ortalıktan
yok oldu.”
“Soğukta
uzun süre kalınca
hasta olmuş.”
“Konuşmacının sözlerine herkes
mest oldu.”
“Bu küçük
odaya iki gündür
hapsolduk sanki.”
cümlelerinde altı çizili eylemler bileşik eylemdir.
“Kardeşim
bu yıl doktor olacak.”
cümlesinde
“olmak” eylemi meslek bildirmiş. Bu tür kullanımlarda da bileşik fiil
yapmıştır.
“Olmak”
yardımcı eylemi kendi anlamında da kullanılabilir.
“Benim de
bazen hayallere daldığım olmuştur.”
“Olmak”
fiilinin bileşik eylem yapıp yapmadığını anlamak için onu kendinden
önceki sözcükle kullanabiliriz. Örneğin “doktor olmak” anlamlı bir
fiildir de “daldığım olmak” anlamlı değildir.
Bunların
dışında kullanılan “eylemek, kılmak” gibi yardımcı eylemler günümüzde
yerlerini “etmek” eylemine bırakmışlardır.
Seyreyledim eşkal-i hayatı
Ben havz-ı
hayalin sularında
dizelerinde altı çizili eylem “eylemek” yardımcı eylemiyle yapılan bir
bileşik eylemdir.
“Sözü
etkili kılmak için sözcükleri iyi seçmek gerekir.”
cümlesindeki “etkili” sözcüğü de “kılmak” yardımcı eylemiyle
yapılmıştır.
b.
Kurallı Bileşik Fiiller
Bunlar
belli kurallara göre yapılan ve her birinin özel bir adla karşılandığı
fiillerdir. Yardımcı eylemden önce bir fiil unsurunun getirilmesiyle
yapılır. Dört grupta incelenir.
Yeterlik Fiili
Yapmaya
gücü yetmek anlamında olan bu fiilin yapılışı “fiil + a(e) + bilmek”
şeklindedir.
“Kapıyı
biraz
açabilir miyiz?”
“Sizinle
ben de
gelebilirim.”
cümlelerinde altı çizili fiiller yeterlik fiilleridir. Bu fiilin
olumsuzunda yardımcı eylem tamamen ortadan kalkar.
“Soruyu
kimse
çözemedi.”
“Çok
aradım, ama
bulamadım.”
cümlelerinde altı çizili sözcükler yeterlik fiilinin olumsuz
şekilleridir. Görüldüğü gibi yardımcı eylem yoktur. Fiile “-ama-, -eme-"
şeklinde bir ek getirilerek oluşturulmuştur.
Bazen bir
fiile yeterlik fiilinin hem olumlu hem olumsuz şekilleri getirilebilir.
“Bu soruyu
o da
çözemeyebilir.”
Tezlik
fiili
Anlamında
bir çabukluk ifadesi olan tezlik fiilinin yapılışı “fiil + ı (i, u,
ü) + vermek” şeklindedir.
“O kadar
soruyu bir saatte
çözüverdi.”
“Şu
paketleri üçüncü kata
çıkarıver.”
cümlelerinde altı çizili fiiller tezlik fiilidir. Bu fiilin olumsuzu, az
da olsa kullanılır:
“O kadar
bekledim, bana bir mektup bile
yazıvermedin.”
Olumsuz
bir fiilin tezlik fiili olması durumunda ise, fiil “vazgeçme, bırakma”
anlamları verir:
“Adamın
üzerine fazla gitmeyin, sonra bir daha
gelmeyiverir.”
Sürerlik Fiili
Anlamında
bir devamlılık görülen bu fiilin yapılışı
şu
şekildedir: Fiil + a(e) + kalmak
durmak
gelmek
“Kavga
edenlerin haline
bakakaldı.”
“Sen olayı
düşünedur, ben şu yazıyı müdüre verip geleyim.”
“Asırlar
öncesinden
süregelen bu adetleri bırakmak kolay değil.”
cümlelerinde altı çizili fiiller sürerlik fiilleridir. Bu fiillerin
olumsuzları kullanılmaz.
Yaklaşma Fiili
Anlamında
“az kalsın olacaktı” ifadesi görülen bu fiilin yapılışı
“fiil + a(e)+ yazmak” şeklindedir; yazı dilinde pek kullanılmaz,
yerel bir söyleyiştir.
“İşe
giderken yolda
düşeyazdım.”
cümlesinde
altı çizili sözcük yaklaşma fiilidir.
c.
Anlamca Kaynaşmış Bileşik Fiiller
Belli bir
yardımcı fiili olmayan, sözcüklerin kendi anlamları dışında bir anlam
verecek biçimde kaynaştıkları bileşik fiillerdir. Bunların büyük
çoğunluğunu deyimler oluşturur.
“Tüm
canlılar dile gelmişti sanki.”
“Her yeni
düşünceye karşı çıkman doğru değil.”
“Burada
geçen yıl
meydana gelen olayda, iki kişi ölmüştü.”
“Bu
davranışı, onu herkesin
gözünden düşürdü.”
cümlelerinde altı çizili sözler birer anlamca kaynaşmış bileşik fiildir.
FİİLİMSİLER
Fiillerden
türemiş olmakla birlikte bir fiil gibi çekimlenemeyen olumlu, olumsuz
şekilleri yapılabilen ve cümlede isim, sıfat, zarf gibi görevlerde
kullanılan sözcüklerdir. Üç grupta incelenir.
a. İsim
- Fiil
Fiillere
“-mak, -mek” , “-ma, -me”, “-ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle
yapılır.
“O şimdi
romanını
bitirmekle meşguldür.”
“Size
gelmeyi ben de çok istemiştim.”
“Onun
yemek
hazırlayışını gördün mü hiç?”
cümlelerinde altı çizili sözler isim-fiildir. Bu ekleri benzer eklerle
karıştırmamak gerekir.
“Sana, bir
daha buraya
gelme, demiştim.”
cümlesinde
altı çizili sözcükteki ek isim-fiil eki değil, olumsuzluk ekidir.
Bazı
sözcükler aslında isim-fiil ekleriyle türediği halde, zamanla
isimleşmiş, yani fiilimsi özelliğini kaybetmiş olabilir.
“Biraz
ekmek alabilir miyim?”
“Bugün
gelmediğini danışmadan öğrendim.”
“Derste
yağış türlerini inceledik.”
cümlelerinde altı çizili sözcükler isim-fiil değildir.
“Deneme
sınavlarıyla bu öğrencileri
denememiz doğru değil.”
cümlesinde
altı çizili birinci sözü “denememe” şeklinde kullanamayız; çünkü
bu sözcük artık isimleşmiştir. Ancak altı çizili ikinci sözcük “denemememiz”
şeklinde kullanılabilir; yani olumsuz yapılabilir, öyleyse fiil anlamı
devam ediyor; yani bu isim-fiildir.
b.
Sıfat - Fiil
Fiillere
“-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” eklerinin getirilmesiyle
yapılır. Çoğu zaman sıfat görevinde kullanılır.
“Kışta
açan çiçeklerin ömrü az olur.”
“Öpülesi
elleri vardı analarımızın.”
“Senin ne
bitmez çilen varmış böyle.”
“Buralarda
bir
akar çeşme yok galiba.”
“Size
biraz
bilinmedik fıkralar anlatayım.”
“Bana
gazetemi
getirecek biri yok mu burada?”
“Onda ne
yakası
açılmamış sözcükler vardır.”
cümlelerinde altı çizili sözcükler sıfat-fiildir.
Sıfat-fiil eklerinden “-dik” ve “-ecek” ekleri çoğu zaman kendinden
sonra iyelik eki alarak kullanılır.
“Çözdüğüm soruları niçin yeniden soruyorsun?”
“Gideceğin gün belli mi?”
cümlelerinde altı çizili sıfat-fiiller iyelik eki almıştır.
Bu ekler
aynı zamanda sıfatla hiç ilgisi olmayan kullanımlarda da görülür. Bu,
daha çok dolaylı anlatımda karşımıza çıkar.
“Kitabımı
sana verdiğimi unutmuşum.”
“Senin de
bizimle geleceğini bilmiyorduk.”
cümlelerinde sıfat-fiil ekleri sıfatla ilgisi olmayan bir kullanımda
görülüyor.
Sıfat-fiiller niteledikleri isimler düştüğünde onların yerine geçebilir.
“Benden
aldıklarını ne zaman geri göndereceksin?”
“Beni
arayanların adreslerini almayı unutma.”
cümlelerinde altı çizili sıfat-fiiller ismin yerine geçecek şekilde
kullanılmıştır.
Kimi zaman
sıfat-fiiller çekimli fiillerle karışabilir.
“Gideceğim
bu şehirden artık.”
“Gideceğim
herkes tarafından biliniyor.”
cümlelerinde altı çizili sözcüklerin yazılışları aynıdır. Ancak
birincisinde
“Ben gideceğim” ifadesi olduğundan çekimli fiildir. İkincisinde
ise
“benim gideceğim” anlamında olduğundan, yani fiilin sonunda
iyelik eki kullanıldığından fiil, sıfat-fiildir.
Elbette
fiilden türeyip sıfat olan her sözcük de fiilimsi değildir.
“Yıkık
duvarların resmini çektik.”
cümlesinde
altı çizili sözcük “yıkmak” fiilinden türemiştir. Ancak fiilimsi
değildir. Çünkü fiilimsilerin fiil anlamı devam ettiğinden olumsuz
şekilleri de kullanılabilir. Biz bu sözü “yıkmayık” şeklinde
kullanamayız.
Aynı
cümleyi biz;
“Yıkılmış
duvarların resmini çektik.”
şeklinde
söyleseydik, bunu “yıkılmamış” şeklinde de ifade edebilirdik.
Çünkü bu sözcük fiilimsidir.
c.
Bağ-Fiil (zarf-fiil)
Fiillere,
bağ-fiil eki dediğimiz eklerin getirilmesiyle yapılır; cümlede daima
zarf olarak kullanılır.
“Kapıyı
açınca karşımda onu gördüm.”
“Soruları
çözdükçe konuyu daha iyi anlıyorum.”
“Bize
haber vermeden gitmeyin sakın.”
“Bu kağıdı
müdüre imzalatıp geri getirin.”
“Televizyon seyrederken çoğu kez uyuyakalırdı.”
“Gezdiği
yerleri anlata anlata bitiremiyordu.”
“Sınıfa
girer girmez öğrencileri azarlamaya başladı.”
“Sadece
kitap okuyarak bu kadar bilgi kazanılamaz.”
“Köyden
ayrılalı yaklaşık on yıl oldu.”
“Ders
çalışmaksızın sınavı kazanacağını mı sanıyorsun?”
cümlelerinde altı çizili sözcükler bağ-fiildir. Görüldüğü gibi yüklemin
durumunu ya da zamanını bildirerek onun zarfı olmuşlardır.
Bunlar
arasında yapı bakımından diğerlerine benzemeyen bağfiil eki
“-ken” ekidir.
Bu ek
diğer fiilimsi eklerinin aksine kendinden önce bir çekim eki alarak
kullanılır. Bunun nedeni “-ken” ekinin, ekfiilin bir bağ-fiil eki
olmasındandır. Hatta bu özelliğinden dolayı isimleri bile zarf
yapabilir.
“Ben
çocukken burada yaşlı bir çınar ağacı vardı.”
cümlesinde
“-ken” eki “çocuk” ismini zarf yapmıştır. Elbette bu, bir
fiilimsi değildir. Çünkü fiilimsiler fiillerden türeyen sözcüklerdir.
Bağ-fiil
eklerinin diğer fiilimsi eklerinden önemli bir farkı vardır. Diğer
fiilimsilerden sonra isim çekim ekleri kullanılabildiği halde
bağ-fiillerden sonra hiçbir çekim eki kullanılamaz. Bazı bölgelerde
“koşaraktan” gibi kullanımlar görülse de yazı dilinde böyle bir kullanım
yoktur.
Fiilimsilerin cümledeki en önemli görevi yan cümlecik yapmasıdır. Bunu
ileride “cümle çeşitleri” konusunda göreceğiz.